Elimde her türlü imkan var; defterlerim, kitaplarım, soru bankalarım, istediğim soruyu sorabileceğim öğretmenlerim ve Okulum…Ailemin desteği ise elbette çok önemli benim için. Ama neden bir türlü çalışmaya başlayamıyordum? Tamam, itiraf ediyorum ders çalışmaktan çok sıkılıyordum. Böylelikle elimde ki imkanları kullanamayıp mevcut şansımı da azaltıyordum. Açıkçası tüm bunların farkında olmak bilebeni fazlasıyla üzüyordu ama ben ne yazık kihatamın ya da eksikliğimin kaynağını bulamıyordum... Evet içinde bulunduğum bu can sıkıcı durumu düzeltmek istiyordum içten içe... İçimde ki bu isteğifark eden öğretmenim, “İstiyor” olmamın ne kadar da önemli bir gelişme olduğunu anlattı bana. Ama nasıl yapacaktım ki bunu?
Daha ders çalışmaya bile başlayamıyordum ki!
Öğretmenime göre dersleri ya da konuları sevmiyor olmamdı çalışmamı engelleyen. Doğruydu aslında, hiç ilgim yoktu derslere, belki daha da önemlisi ilgi uyandıracak bir güç yoktu içimde… İlgi duymadan, merak etmeden çalışılmıyor evet, içimde ki gücü ortaya çıkarmalıydım! Ve daha fazla zaman kaybetmemeliydim. Seveceğim yönler arayarak işe başlamalıydım. İlgi duyarak çalıştığım da anlamak hiç de zor olmuyordu gerçekten. Bir şeylerin farkına varmıştım aslında ve bu farkındalık beni çok heyecanlandırıyordu…Hemen kitaplarımı karıştırdım, kendime özel bir yöntemle çalışmaya, program oluşturmaya başladım. Öyle heyecanlıydım ki bir an önce ilerlemek, başarılı olmak için sabırsızlanıyordum…
Gerçekten de okuduğum şeylerden kendime pay çıkardığımda ve okuduklarımı günlük yaşantımda kullandığımda daha kalıcı oluyordu. Ve ben öğrendikçe derslerime olan ilgim hiç azalmıyordu... Neden azalsın ki zaten? Öğrendikçe daha aktif oluyor, öğretmenim ve çevrem tarafından takdir görüyordum ve tabi gururum okşanıyordu. Tüm bunları hissetmem derslerime olan ilgimi hep ayakta tuttu.Artık anlamıştım ilgi duyup severek çalıştığım ölçü de başarılı olacaktım!
Belki de en mühim kısmı atlatmıştım. İstek ve ilgi !!! Bunun sonrasındanasıl çalışacağım, çalışırken nelere dikkat edeceğim geliyordu. Öğretmenimle konuşurken biraz da başarının devamlılığından bahsettik. İstikrar! İstikrarlı olmam gerekiyordu gerçek anlamda başarılı olmam için. Benimse sorunum kendime hazırladığım ders programını uygulamamak ve genellikle ertelemekti! Ne yapayım, televizyonda o güzel film başlayınca dayanamıyordum ve çalışmayı bir sonraki zamana erteliyordum, ayrıca eve geldiğimde yorgun olmam da başka bir mazeret oluyordu. Tüm bu hatalarıma uzaktan bakabilmek ne güzel! Artık istikrarlı olup derse başlayacak gücü kendim de buluyorum. Sihir yine benim içimdeydi! Çalışmak, başarılı olmak, iyi bir lise kazanmak... hepsi benim elimdeydi.
Bütün bunları bilmek, elimde var olan imkanlarımı değerlendirmemi sağlıyordu. Soruları çözerken, konuları daha bilinçli çalışıyordum ve en önemlisi de ailemin desteğini boşa çıkarmıyordum.
Önemli bir adım atmıştım başarı yolunda... İçimde ki istekten yola çıkarak başarıyı tatmıştım, bilgilerimi kullanarak, merak ederek ve isteyerek çalışıyordum. Tüm kaynak bendim, benim istememdi...
Çalışma masama astığım etkileyici bir yazı da beni ders çalışmaya yöneltmişti:
“İyi Bir Başlangıç, Yarı Yarıya Başarı Demektir”
ği
Bugün 21 ziyaretçi (28 klik) burdaydı!
MEB'DEN HABERLER